Wednesday, August 31, 2011

Sahanın dışında


1980 sonrasında ailece büyük bir heyecan içindeydik.
İlk defa yurtdışına tatile gitmeye hazırlanıyorduk.
Tabi Batı Almanya’yı dış ülke olarak saymazsak!
Her neyse yurtdışına gitmek o sene beni çok heyecanlandırmıştı.
İlk defa uçağa binecektim ve yolculuğumuz İstanbul’aydı.
Tatilimiz üç hafta sürecekti ve bu süre zarfında koca şehirde gezip, tozup, eğlenip şehri tanıyacaktık.
Bu tatil boyunca unutamadığım bir sürü anım oldu ama bunlardan bir tanesi 2 gün önce İstanbul’a uçarken tekrar aklıma geldi.
1980 senesinde THY uçağı ile İstanbul’a geldiğimizde uçağın tekerleri piste değer değmez uçakta müthiş bir alkış tufanı koptu ve bize çok değişik ve aynı zamanda bir o kadar da eğlenceli gelen tepkiye kardeşimle ortak olduk ve alkışlamaya başladık.
Tabi ki sonra öğrendik bu alkış Kaptan’a ve ekibineydi bizi sağ salim getirdikleri ve uçağı indirdikleri içindi. Kısaca Kaptana ve ekibe teşekkür ediyorduk ama bunu yaparken alkış alanda alkışlayanda eğleniyordu. Sanki büyük bir aile gibi hissetmiş ve ileride sokakta karşılaşsak yolculardan ve ya ekipten birileriyle sohbete başlayacak bir yakınlık içinde hissetmiştik.
Eskiden Türkiyemspor’da da sahanın dışında alkış kopardı……….. ya da Levent ‘’Rambo’’ Karaman bir gol atınca değil, güzel hareketlere de alkışla teşekkür ederdik. Bunlar bizi mutlu hissettirir ve takımla bir bütün olma hissi uyandırırken oyuncular ve sahanın dışındakileri ve içindekileri büyük bir aile havasına sokardı.
Bugünler de Türkiye’ye giden uçaklarda uçak inince artık alkış yükselmiyor.
Bizim stadyumda da alkış azaldı. Burada gördüğüm şey moda hayat tarzının teker teker geleneklerimizi yutmaya hazır olduğudur. Alkışlarımızla bir bütün ve aile gibi hissettiğimizi unutmayalım ve takımla taraftarın daha yakın olduğu o günlerdeki gibi eğlenirken mücadele eden takıma alkışlarımızla destek vermeyi de unutmayalım.

Total Pageviews